top of page

Kliniğimizde Uyguladığımız Tedavi Seçenekleri

Kök Hücre (SVF) Uygulaması

stem.png

Trombositten Zengin Plazma (PRP) Enjeksiyonları

prp.webp

Viskosuplemantasyon

Hyularoninc.webp
pelinyargıçlogo-07_edited.jpg

Kök Hücre (SVF) Tedavisi

Kök hücre nedir?

Kök hücre insan vücudunda farklı hücrelere farklılaşma özelliğine sahip, joker gibi değerlendirebileceğimiz hücre grubudur. Mezenkimal kök hücreler ise sadece bağ dokusu (örneğin kas dokusu ya da kıkırdak dokusu gibi) hücrelerine farklılaşma becerisi olan hücrelerdir.

Kök hücre nasıl elde edilir?

Kök hücreler farklı yöntemlerle elde edilebilir. İnsanın kanında az miktarda bulunan kök hücreler aferez yöntemi ile, kemik iliğinde bolca bulunan kök hücreler kemik iliği biyopsisi ile ve yağ dokuda bulunan mezenkimal kök hücreler bir miktar yağ dokusunun alınmasıyla elde edilebilir. Kliniğimizde yağ dokusundan kök hücre elde eden yöntemleri kullanmaktayız. Az miktar karın yağı, lokal anestezi eşliğinde toplandıktan sonra tek kullanımlık, steril, kapalı ve mekanik bir sistem ile ayrıştırılır ve kök hücreden zengin bir sıvı elde edilir.

Kök hücre hasarlı dokuya nasıl verilir?

Elde edilen kök hücre konsantresi eklem içine, tendon içine ya da diğer hasarlı dokuya direkt olarak enjekte edilir. Kliniğimizde bu enjeksiyon işlemi gerektiğinde ultrason ile görüntüleyerek de gerçekleştirilebilmektedir.

Hangi hastalıklarda kök hücre enjeksiyonu yapılır?

Osteoartrit (Eklem kireçlenmesi) kök hücre tedavisinden en etkili sonuçların alındığı hastalıklar arasında yer alır. Kök hücre tedavisi hastalık en son evreye gelmeden uygulanmalıdır.



Ayrıca tendon ve bağ yaralanmaları, kıkırdak hasarı ve menisküs yırtıklarının tedavisinde kök hücre enjeksiyonlarından yararlanmaktayız.



Kök hücre enjeksiyonu etkisini ne zaman gösterir?

Kök hücre tedavisinin etkisini gösterebilmesi için öncelikle hücrelerin ilgili dokuya göre farklılaşması gerekmektedir. Bu nedenle enjeksiyondan hemen sonra etkisi ortaya çıkmaz. Tüm etkinin ortaya çıkması 6-8 haftayı bulur. Ancak bu sürenin sonunda kalıcı bir etki söz konusudur. Bu süre içinde tedavinin diğer ayaklarını (ev egzersizleri, fizik tedavi seansları vb.) düzenli şekilde uygulamak kök hücre tedavisinin de etkisini artırmaktadır.



Kök hücre enjeksiyonu PRP’den farklı mıdır?

Evet. Kök hücreler, vücuttaki belli bir tip hücreye farklılaşma özelliğine sahip hücrelerdir. Örneğin kıkırdak hücresine dönüşerek yeni kıkırdak yapımını sağlayabilir, böylece dokuyu onarabilir. PRP uygulaması ise kanda esas olarak pıhtılaşmada görevli trombositlerin (plateletler) içinde bulunan büyüme faktörlerinin konsantre biçimde elde edilmesi ve hasarlı dokuya enjekte edilmesi işlemidir. Bu uygulamada ise dokuya dışarıdan herhangi bir hücre verilmesi söz konusu değildir, mevcut hücreleri uyaracak büyüme faktörleri verilmektedir ve dokunun kendini onarma kapasitesi biyolojik olarak uyarılmaktadır.  Kök hücre ve PRP bazı durumlarda birlikte uygulanmaktadır.

Tedavilerimiz: Text
pelinyargıçlogo-07_edited.jpg

Trombositten Zengin Plazma (PRP) Enjeksiyonları

Plazma nedir ve trombositler nelerdir?

Plazma, kanın sıvı kısmıdır. Büyük ölçüde su ve proteinlerden oluşur. Plazma sıvısı, kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombositlerin vücutta dolaşması için gerekli sıvı ortamı sağlar. “Platelet” olarak da adlandırılan trombositler, kanın pıhtılaşabilmesini sağlayan hücrelerdir. Trombositler, ayrıca doku onarımını sağlayan büyüme faktörlerinden hem çeşit hem de miktar olarak çok zengindir. Trombositler dokuda bir hasar olduğunda orada kan kaybını önlemek için birbiri üstüne yapışarak pıhtıyı oluşturan hücrelerdir. Bu pıhtı sonsuza kadar kalamaz, yani bu hücrelerin işlerini başarıyla tamamlayabilmeleri için hasarlı dokunun iyileşmesi de gerekir. Bu nedenle bu pıhtılaşma hücreleri içinde yer alan granüllerde bol miktarda doku iyileştirici “Büyüme Faktörü” bulunur. İşte bu büyüme faktörleri, PRP injeksiyonlarında doku iyileştirici etkisinden faydalandığımız, vücudun kendi üretimi olan tedavi ajanlarıdır.


Trombositten zengin plazma (PRP) nedir ve PRP enjeksiyonları nelerdir?


Trombositten zengin plazma (PRP) tedavisi, yaralı tendonların, bağların, kasların ve eklemlerin iyileşmesini hızlandırmak için hastanın kendi trombosit konsantrasyonunun yaralı bölgeye enjekte edilmesini içerir. Bu şekilde, PRP enjeksiyonları, kas-iskelet problemlerini iyileştirmek için her bir hastanın kendi doğal iyileşme sistemini kullanır.


PRP hazırlanırken kendi kanınızdan birkaç tüp kadar alınır. Daha sonra trombositlerin ayrıştırılması ve aktive edilmesi için gerekli işlemlere tabi tutulur. Bu aktive trombositler daha sonra doğrudan yaralı veya hastalıklı vücut dokunuza enjekte edilir. Bu işlem, vücudunuzun ürettiği onarıcı hücre sayısını uyaran ve artıran büyüme faktörlerini serbest bırakır. Ultrason görüntüleme bazen enjeksiyona rehberlik etmek için kullanılır.


Trombositten zengin plazma uygulamasının etkileri

Trombositten zengin plazmanın doku iyileşmesini önemli ölçüde etkilediği bulunmuştur ve rotator manşet yırtıklarının neden olduğu omuz ağrısı, Aşil tendonu yırtılmaları ve diğer yumuşak doku yaralanmaları için PRP enjeksiyonunun kullanılması yaygın hale gelmiştir. PRP'nin ayrıca tendinit veya tenisçi dirseği veya golfçü dirseği gibi kronik tendinoz rahatsızlıkları olan kişilerde ağrıyı azalttığı gösterilmiştir.


PRP enjeksiyonlarının en önemli avantajlarından biri de anti-inflamatuvar ilaçlara olan ihtiyacı azaltabilmeleridir. Ayrıca PRP enjeksiyonlarının yan etkileri çok sınırlıdır çünkü enjeksiyonlar kendi kanınızdan oluşturulduğu için vücudunuz bunları reddetmez veya olumsuz tepki vermez.

Tedavilerimiz: Text
pelinyargıçlogo-07_edited.jpg

Viskosuplementasyon

"Hyaluronik asit enjeksiyonu"

Bu ilaç sınıfı bilimsel olarak Hyaluronik Asit (HA) olarak adlandırılmasına rağmen, pek çok hastamız viskosuplementasyon tedavisini "jel iğneleri", "horoz ibiği iğnesi" veya "eklem kayganlaştırıcı iğne" gibi ifadelerle tanır.

Spor Hekimliği Kliniğimizde, hastaların ağrılarını dindirmek, fonksiyonlarını daha hızlı kazanmalarına yardımcı olmak ve en önemlisi ameliyat ihtiyacını en aza indirmek için viskosuplementasyon tedavisi uyguluyoruz.



Hyaluronanlar (HA – Hyaluronik Asit) nedir?

Hyaluronanlar, eklem sıvısında bulunan ve elastik özelliklere (bir yağlayıcı gibi) sahip olan doğal bir maddedir. Bununla birlikte, doku yıkımını durduran, ağrıyı ve yangı reaksiyonunu dindiren anti-inflamatuar özellikleri mevcuttur.

Ayrıca eklem astarının yüzeylerindeki ağrı reseptörlerini kaplayarak bir bariyer etkisi gösterirler ve böylece ağrıyı dindirirler. Son olarak, çalışmalar, HA ile enjeksiyonların vücudun kendi Hyaluronan üretimini de uyarabildiğini göstermiştir. Yani mekanik ve kimyasal etkilerle ağrıyı dindirip, doku harabiyetini durdururken, vücudun kendi hyaluronan üretimini de destekleyerek uzun süreli etki ortaya çıkarırlar. Bu etki mekanizması nedeniyle, Hyaluronik asit iğnesinin etkisi, birkaç hafta içinde ortaya çıkar ve uzun sürer.



Hangi durumlarda hyaluronik asit enjeksiyonundan yararlanıyoruz?

Eklem kireçlenmeleri (osteoartrit) hyaluronik asit injeksiyonlarından en çok faydalandığımız durumların başında gelmektedir. Burada da diz eklemi ilk sırada yer alır. Ek olarak, tendon yaralanmalarında da hyaluronik asit enjeksiyonundan fayda görmekteyiz. Diz kireçlenmesine bağlı ağrılarda hyaluronik asit tek başına uygulanabileceği gibi aynı seansta PRP (trombositten zengin plazma) ile birlikte de uygulanabilmektedir. Bu uygulamanın tedavi etkinliğini artırdığını gösteren bilimsel araştırmalar mevcuttur.



Hyaluronik asit enjeksiyonu ne sıklıkta ve kaç kez yapılmalıdır?

Piyasada satılmakta olan hyaluronik asit ürünleri yüksek molekül ağırlıklı ve düşük molekül ağırlıklı olarak iki gruba ayrılır. Yüksek molekül ağırlıklı hyaluronik asit iğnelerini tek doz yapmak yeterlidir. Düşük molekül ağırlıklı ürünleri ise (ürüne göre değişebilmekle birlikte) genellikle haftada bir kez, üç hafta üst üste yapmak gerekir. İster düşük, ister yüksek molekül ağırlıklı olsun, hyaluronik asit enjeksiyonlarının etkisi 6 ay- 1 yıl kadar sürer. Dolayısıyla yılda 1 ya da 2 kez tekrarlanabilir.

Tedavilerimiz: Text
pelinyargıçlogo-07_edited.jpg

Fizyoterapi

Fizyoterapi, bir kişi yaralanma, hastalık veya sakatlık nedeniyle hareket ve işlevini kısmen ya da tamamen kaybettiğinde geri kazanmaya yardımcı olan tedavi biçimidir. Ayrıca gelecekte yeniden yaralanma riskinizi azaltmanıza yardımcı olur. Hastayı doğrudan kendi iyileşme sürecine dahil eden bütünsel bir yaklaşım gerektirir. 



Spor fizyoterapisi ise, her düzeyde ve yaşta spor ve egzersizle ilgili yaralanmaların değerlendirilmesi ve tedavisine adanmış fizyoterapi içinde bir uzmanlık alanıdır. Spor fizyoterapisi, güvenli, emniyetli ve etkili bir şekilde mümkün olan en kısa sürede spora ya da eski aktivite düzeyinize dönmenize yardımcı olmak içindir.



Kimler fizyoterapiden fayda görür?


Fizyoterapi, aşağıdaki örnekler dahil olmak üzere çok çeşitli sağlık sorunlarına sahip her yaştan insan için yararlı olabilir:

  • kemikler, eklemler ve yumuşak doku – sırt ağrısı, boyun ağrısı, omuz ağrısı ve spor yaralanmaları gibi

  • beyin veya sinir sistemi – felç, multipl skleroz (MS) veya Parkinson hastalığından kaynaklanan hareket sorunları gibi

  • kalp ve dolaşım – örneğin kalp krizinden sonra rehabilitasyon

  • akciğerler ve solunum – kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve kistik fibroz gibi



Kliniğimizde başlıca şu hastalıkların tedavisinde fizyoterapiden etkin olarak faydalanmaktayız:

Kas zorlanması, yırtığı

Tendonit

Omuz Sıkışma Sendromu (Impingement Sendromu)

Rotator manşet yaralanmaları

Akromiyoklavikuler eklem yaralanmaları

Tenisçi dirseği (Lateral epikondilit)

Golfçü dirseği (Medial epikondilit)

Karpal tünel sendromu

El bileği zorlanma/burkulması

Kasık ağrısı (Osteitis pubis)

Kalça sıkışma sendromu (Femoroasetabular impingement sendromu)

İliotibial bant sendromu

Bel ağrısı

Boyun ağrısı

Sırt ağrısı

Postürel kifoz (Duruş bozukluğuna bağlı kamburluk)

Ön çapraz bağ zorlanması (ACL)

İç yan bağ zorlanması (MCL)

Patellofemoral Ağrı Sendromu (Ön diz ağrısı)

Menisküs dejenerasyonu/yırtığı

Stres kırıkları

Plantar fasiit

Ayak bileği burkulması

Aşil tendon zorlanması, yırtığı

Gonartroz (Diz eklemi kireçlenmesi)

Donuk omuz (Adeziv kapsülit)

Bursitler

Spor Cerrahisi öncesi ve sonrası rehabilitasyon (menisküs, ön çapraz bağ, çoklu bağ onarımları vb.)



Fizyoterapide Hangi Teknikler Kullanılır?


Fizyoterapi, yaşadığınız belirli sorunlara bağlı olarak bir dizi farklı tedavi ve önleyici yaklaşımı içerebilir. Bir fizyoterapistin kullanabileceği ana yaklaşımlardan bazıları şunlardır: eğitim ve tavsiye, hareket ve egzersiz, manuel terapi, yardımcı teknikler (TENS, bantlama, kuru iğneleme vb). Bu yöntemler çok çeşitlidir, burada sadece kendi kliniğimizde kullanmakta olduğumuz yöntemleri kısaca açıklayacağız.

  • Egzersiz tedavisi: Rehabilitasyon amacıyla fizyoterapist tarafından yaptırılan egzersizler spor fizyoterapisinin temel taşlarından birini oluşturur. Bunun için egzersiz matı, serbest ağırlıklar, direnç bantları, denge tahtaları, pilates aletleri (top, cadillac vb.) gibi çok sayıda yardımcı aletten faydalanılır.

​​

  • Manuel terapi: Bir fizyoterapistin vücut dokularını manipüle etmek, harekete geçirmek ve masaj yapmak için ellerini kullandığı bir tekniktir. Manuel terapi sırasında fizyoterapist şu alt tekniklerden yararlanır: eklem mobilizasyonu, eklem manipülasyonu, yumuşak doku mobilizasyonu, traksiyon, masaj, tetik nokta terapisi, aktif release teknikleri, germe, destekli/pasif eklem hareket açıklığı vb.

​​

  • Kuru iğneleme: Doku iyileşmesini teşvik etmek amacıyla vücudun belirli noktalarına ince iğnelerin yerleştirilir.

​​

  • Transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS): Ağrıyı gidermek amacıyla etkilenen bölgeye yerleştirilen elektrodlar aracılığıyla uygun frekans ve genlikte elektrik akımı verilmesi yöntemidir.  

​​

  • Elektriksel kas uyarımı (EMS): Nöromüsküler elektriksel stimülasyon veya elektromiyostimülasyon olarak da bilinen elektriksel kas stimülasyonu, elektrik impulsları kullanılarak kas kasılmasının ortaya çıkarılmasıdır.

​​

  • Bantlama: Yaralı eklemin hareketini kısıtlamak, şişliği azaltmak için yumuşak dokuya baskı oluşturmak, anatomik yapıları desteklemek, yeniden yaralanmaya karşı korumak gibi amaçlarla spor yaralanmalarında kullanılan tedaviyi destekleyici bir tekniktir.

​​

  • Kinezyoteyp uygulanması: Kinesio Taping® Metodu, cildi mikroskobik olarak kaldırarak ağrıyı hafifleten ve lenfatik drenajı kolaylaştıran terapötik bir bantlama tekniğidir. Bu kaldırma etkisi, deride kıvrımlar oluşturarak interstisyel boşluğu arttırır ve etkilenen bölgelerde inflamasyonun azalmasına izin verir.

​​

  • İnversiyon: Bel omurlarında disk ya da faset ekleme bağlı ağrılarda beldeki yükün hafifletilmesi amacıyla uygulanan, hastayı belli açılarda güvenli şekilde baş aşağı çeviren bir ekipmanın kullanıldığı tekniktir.

​​

  • Aralıklı pnömatik kompresyon: Aralıklı pnömatik kompresyon (IPC), bacakların veya kolların etrafına takılan şişirilebilir manşonları içeren bir terapidir. Bu manşon, etkilenen uzuvların etrafında basınç oluşturmak için manşonları aralıklı olarak havayla dolduran ve ardından onları söndüren bir makineye bağlıdır. Dolaşımın uyarılması, toparlanmanın hızlandırılması, ödemin önlenmesi ve tedavi edilmesinde yararlanılmaktadır.

​​

  • İnfraruj (Infrared) ışın tedavisi: Dalga boyu 750 nanometre ile 1 mikrometre arasında olan elektromanyetik ışınların bölgesel olarak uygulanmasıyla dokuda sıcaklık artışı, dolaşım hızlanması, doku oksijenlenmesinin artmasını sağlayan yöntemdir.

Tedavilerimiz: Text
bottom of page